19. yüzyılın ortalarında Avusturya’nın Hohenems kasabasında yaşayan Karoline ve Hermann Hirschfeld çifti, tekstil ticareti yapmak için İzmir’e göç ederler. Çiftin, çocuklarının ve hatta torunlarının izleri İstanbul, Viyana, Frankfurt, Guatemala ve tekrar Hohenems’e kadar uzanmaktadır.
Oyun, bu yolculuğun izini sürerken, dönemin çok kültürlü İzmir’inde yaşayan çiftin, azınlık olarak yaşama dair sorularıyla birlikte; kısmen tarihsel gerçeklere dayanan, kısmen de kurgu olan karakterlerin kişisel çatışmalarını ele alıyor. Oyunda kullanılan filmler tarihsel anlatıyı bugüne taşıyarak,günümüz çatışmaları ve sorunlarıyla yüzleştiriyor. Göç, yaklaşık 180 yıl önce Levanten tüccarlar için olduğu kadar,bugün ve yakın geçmişte Türkiye’den göç eden insanlar için de evrensel bir tema. Oyunun kurgusal Avusturyalı genç çifti, başlarda belirsiz hedeflerle, sonrasında karşılarına çıkan hikayelerden oldukça büyülenerek; Ege Denizi’ndeki liman şehri İzmir’e bir yolculuğa çıkar. Hermann ve Karoline Hirschfeld ile tanışırlar. Mekan ve zaman artık önemini yitirir. Bu yolculuk; köklerin,kişisel tabuların ve kendi zihinsel özgürlüklerinin arayışına dönüşür.