4. ULUSLARARASI İZMİR TİYATRO FESTİVALİ
TEMA: ÖZGÜRLÜK
Tiyatro, insanı kendisiyle yüz yüze getiren, onun, verili düşünce kodları dışında farklı düşünme yollarıyla buluşmasına olanak tanıyan bir sanat dalı olarak yüzyıllardır varlığını sürdürüyor. Eski Yunanca’da “thea”- yani “görmek” fiilinden türeyen tiyatro ve dram sanatı; hiçbir baskıya boyun eğmeden görünmeyeni göstermeyi, söylenmeyeni söylemeyi amaç edinir. Haksızlıkların, çelişkilerin altını çizerken; tıpkı Diyojen’in feneriyle insanlara ışık tutması gibi bir çıkış yolu önerir.
Doğası gereği özgür olan tiyatro, özü bakımından kolektif bir direnişin şiiridir. Çağlar boyunca iktidarların en çok korktuğu, varlığından endişe duyduğu sanat dalı olmuştur. İktidarlar özgür düşünceyi yıkmaya yönelik girişimlerini gerçekleştirirken, işe öncelikle sahneleri karartmakla, sanatçıların yaratım özgürlüklerini her anlamda kısıtlamakla başlar. Sanatçılar ise, yaşadıkları bütün bu baskılara rağmen, büyük bir aşk ve tutkuyla sarıldıkları tiyatroyu yaşatma çabasından hiç vazgeçmemişlerdir. Çünkü tiyatronun kendisi, başlı başına muhalif bir tavırdır.
Bugün de iktidarın sanata ve sanatçılara yönelik tutumu, akıl almaz bir baskı ve yıldırma politikasını içermektedir. İktidar baskı ve sansürünü bir yandan kadın bedeni üzerinden sürdürürken, diğer yandan sanatın özgürlüğü önünde bir set örmektedir. İktidarın yaydığı, kitlelerin içselleştirdiği eril şiddet, yaşamın her alanında olduğu gibi sanatta da kendisini yoğunlukla hissettiriyor. Sahnelerimiz kapatılıyor, oyunlar yasaklanıyor, uygulanan sansürlerle muhalif olan sanata ket vurulmak isteniyor. Oysa sanat baskı ve zorbalıkların karşısında, yaratıcı özgürlüğüyle bugüne kadar olduğu gibi yarın da muhalif tutumunu sürdürecektir.
Sanatın özgürlüğü ile toplumun özgürlüğü birbirinden ayrılamaz bir bütünlüktür. Tiyatro hem onu icra eden sanatçılar hem de seyirci için bir özgürleşme alanıdır. Festival ve şenlikler ise, tiyatronun doğduğu günden bugüne bir paylaşım mekânı; zekânın, mizahın ve hüznün ortaklaşa yürütüldüğü eşsiz deneyimlerdir.
Tiyatronun doğuşunda büyük rol oynayan şenlik ve festival geleneği, ilk olarak Antik Yunan’da şarabın, coşkunun, yaratıcılığın ve esrikliğin tanrısı Dionysos’a adanan kutlamalar ve insanın doğa ile ilişkisini konu alan ritüeller ile başlamış, oradan geliştirilerek, diyaloga, kurguya, çatışmaya ve yazılı metne dayanan tiyatrolara dönüşmüştür.
Bugün de festivaller bize, sergilenen deneysel ve klasik oyunlar aracılığıyla farklı topluluklarda ve coğrafyalarda üretilen tiyatroyu tanıma ve sorgulama anlamında önemli bir bilgi kaynağı sağlamaktadır.
TAKSAV’ın 19 yıldır Ankara’da gerçekleştirdiği Tiyatro Festivali, bu yıl 4. kez İzmir’de gerçekleşecek. Uluslarası İzmir Tiyatro Festivali’nde, bu yıl ÖZGÜRLÜK temasıyla yola çıkıyoruz. 6-16 Kasım 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Festival’imizin başvuruları …..’e kadar kabul edilecektir.
Festivalimizde sanatsal estetiğin, dostluk ve paylaşımla ortaklaşabildiği bir buluşmayı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.